Manisa miras avukatı başlığı altında incelenen, saklı pay oranları nedir?, saklı pay nedir?, saklı paydan feragat mümkün müdür?, saklı paylı mirasçı ne demek?, mal kaçırma davası ne zaman açılır?, mal kaçırma davasını kazanan var mı? , kimler mal kaçırma davası açabilir? , mal kaçırma davası zamanaşımı?, saklı paylı mirasçılar ne zaman dava açabilir?; tenkis davası ne demek?, tenkis davası zamanaşımı? Gibi sorularınızın başlığı altında incelenen saklı pay ve tenkis davası konusu manisa miras avukatı, miras avukatı olarak olarak miras hukuku anlamında aşağıda sorularınız cevap vermeye çalıştık. Fakat bu konular bir çok kapsamdan oluştuğu için manisa avukat ve manisa miras avukatı olan tarafımıza veyahut meslektaşımıza danışmanız kesinlikle gerekmektedir. Miras avukatı zor olduğu kadar kapsamlı da bir konudur.

SAKLI PAY

Saklı Pay Nedir?

Saklı pay; miras bırakanın malvarlığı üzerinde serbestçe tasarruf etmesini kısıtlayan; mirasçısı olarak bulunan altsoyu, ana ve babası veya eşinin miras hakkını koruyan bir mirasçılık sistemidir. Bu sisteme göre miras bırakanın malvarlığındaki aktifleri azaltacak yahut pasiflerini çoğaltacak nitelikteki saklı paylı mirasçılarının miras hakkına tecavüz eden işlemleri terekeye geri eklenerek saklı paylı mirasçıların miras hakları korunmaktadır.

Saklı pay kavramı TMK Madde 505 ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre: “Mirasçı olarak altsoyu, ana ve babası veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Bu mirasçılardan hiçbiri yoksa, miras bırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir.

Kimler Saklı Paylı Mirasçılardır?

Türk Medeni Kanunu’nun 505.maddesinden açıkça görüleceği üzere saklı paylı mirasçılar yalnız altsoy, ana ve baba ile sağ kalan eş olarak belirlenmiştir. Buna göre her yasal mirasçının, saklı paylı mirasçı olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Şöyle ki;

10.05.2007 tarihinde Türk Medeni Kanunu’nda yapılan değişikliğe dek yasal mirasçı olan kardeşlerin de ¼ oranla saklı paylı mirasçı olacağı düzenlenmiş iken, bu tarihten sonra kardeşlerin saklı miras payı hakkı kaldırılmış ve artık saklı paylı mirasçılardan sayılmamıştır. Bununla birlikte 3.zümre mirasçılarından olan büyük ana-baba ve bunların altsoyu olan amca-hala-dayı-teyze ile altsoyları esasen yasal mirasçı olmalarına karşın kanunda saklı paylı mirasçılar arasında sayılmadıklarından bu kimselerin saklı payından söz edilemeyecektir.

Bununla birlikte evlat edinilmiş kimseler miras bırakanın altsoyu olduğundan, bu kimseler de saklı paylı mirasçılardan sayılacaktır.

Saklı Pay Oranları

1-Mevcut Sistem

Saklı paylı mirasçıları düzenleyen TMK m.506 hükmünde saklı paya sahip mirasçıların saklı pay oranları açıkça düzenlenmiştir: “Saklı pay aşağıdaki oranlardan ibarettir:

1. Altsoy için yasal miras payının yarısı,

2. Ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri,

3. (Mülga: 4/5/2007-5650/2 md.)

4. Sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde yasal miras payının dörtte üçü

İşbu paylar, miras bırakanın malvarlığı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunamayacağı ve saklı paylı mirasçıların yasal miras paylarından kalması gereken paylardır. Miras bırakanın tasarruf özgürlüğü, ancak belirtilen paylar yasal miras payından düşüldükten sonra geriye kalan kısım üzerinde kullanabilecektir.

TMK m.506 hükmü emredici bir hüküm olup, saklı paylı mirasçıların saklı payları azaltılamaz yahut tamamen ortadan kaldırılamaz. Bu halde örneğin miras bırakan düzenleyeceği bir vasiyetname ile altsoyunun (çocukları ve torunları) ½ oranındaki saklı payını ¼ oranına düşürerek veya tamamen ortadan kaldırarak tecavüz edemeyecektir. Bu tür vasiyetnameler saklı paya sahip mirasçı tarafından geçerli olmayacak ve kanundan doğan saklı paylı miras hakkı korunacaktır.

2- Önceki Sistem

Yeni Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce gerçekleşen ölümlerde ise eski kanun hükümlerine göre miras ve saklı pay hesabı yapılması gerekmektedir. Burada birbiriyle karıştırılmaması gereken husus; saklı paya tecavüz eden tasarrufun gerçekleştiği zaman değil, miras bırakanın 01.01.2002 tarihinden önce vefat etmesidir. Hangi saklı pay oranlarının uygulanacağının tespitinde göz önünde bulundurulacak husus miras bırakanın vefat tarihidir. Buna karşılık saklı payı ihlal eden tasarrufun 01.01.2002 tarihinden önce gerçekleştirilmiş olması, eski Medeni Kanun’da yazılı saklı pay oranlarının uygulanmasını gerektirmeyecek ve bu halde yukarıda belirtilen yeni Türk Medeni Kanunu hükümleri uygulanacaktır.

Kardeşlerin de saklı paylı mirasçı olduğu düzenlemenin ilga edildiği 10.05.2007 tarihine dek gerçekleşen ölümlerde ise miras bırakanın kardeşleri de saklı paylı mirasçı sayılacaktır. Burada da yine önemli olan miras bırakanın ölüm tarihidir. Miras bırakanın 10.05.2007 tarihinden önce vefat ettiği durumlarda yürürlükte olan eski Medeni Kanun uyarınca kardeşlerinin de ¼ saklı payı hesaplanacaktır.

TENKİS DAVASI

TMK m.560-m.571 hükümleri arasında düzenlenen Tenkis davası, saklı payının zedelendiğini öğrenen saklı paylı mirasçıların, yasal miras paylarına kanundan doğan saklı paylarının iadesi amacıyla açtığı bir dava türüdür.

Tenkis davasında, miras bırakanın vasiyetname veya miras sözleşmesi ile yaptığı ve saklı paylı mirasçılarının miras haklarına tecavüz ihtiva eden bağışlamaların, saklı paylı mirasçıların miras haklarına iadesi talep edilmektedir. Bununla birlikte istisnai olarak TMK m.565 hükmünde miras bırakanın vefatından önce yaptığı bazı kazandırmaların da ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tabi olacağı düzenlenmiştir. Söz konusu kazandırmalar:

  • Miras bırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlar arası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi, 
  • Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar, 
  • Miras bırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar, 
  • Miras bırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalardır.

Tenkis davası sonucunda verilen tenkis kararı yenilik doğuran nitelikte bir karar olup, mirasın açıldığı tarihten itibaren geçmişe etkili olacaktır. Bununla birlikte yerleşik olarak benimsenen Yargıtay içtihatlarınca, davaya konu malın iadesi için ayrı bir eda davası açılmasına gerek bulunmamaktadır.

TENKİS NASIL GERÇEKLEŞTİRİLİR?

Tenkis, saklı paylı mirasçıların tecavüz edilen saklı payları eski haline getirilene dek olmak üzere; ilk önce miras bırakanın yaptığı ölüme bağlı tasarruflar, sonra ise miras bırakanın yaptığı sağlar arası kazandırmaların iadesi şeklinde gerçekleştirilmektedir. Söz konusu kazandırmaların en yakın tarihte olanından başlanmakta ve saklı paylı mirasçının saklı payı tamamlanıncaya dek daha eski tarihlere kadar yapılan kazandırmalar tenkise konu olmaktadır.

TMK m.571/2 hükmünde “Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlar arası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir.” düzenlenmiştir. İşbu hükme göre saklı pay ihlallerinin giderilmesi amacıyla yapılan tenkis işleminde en son sırada kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlar arası kazandırmalar bulunmaktadır. Saklı pay ihlalinin giderilmesinde en son olarak bahsi geçen kazandırmalar tenkise tabi olacaktır.  

TENKİS DAVASINI KİMLER AÇABİLİR?

Öncelikle belirtmek gerekir ki tenkis davasında mahkemece hükmedilecek karar nispi niteliktedir. Dolayısıyla bir saklı paylı mirasçının açtığı tenkis davası yalnız kendisi için sonuç doğuracak, davacı olmayan saklı paylı mirasçılar bu karardan etkilenmeyecektir. İşbu sebeple saklı payı zedelenen ve tenkis talebi olan her saklı paylı mirasçının dava yoluna başvurması gerekmektedir. Aksi halde tek bir mirasçının tenkis kararı diğer mirasçılar adına da tenkis yapılmasını sağlamayacaktır.

1-Saklı Payı Zedelenen Mirasçılar

TMKMadde 560- “Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.” hükmü uyarınca saklı payı zedelenen her saklı paylı mirasçı -evlat, torun, ana, baba ve sağ kalan eş-; saklı payını ihlal eden kazandırma işleminin yapıldığı kişiye karşı tenkis davası açma hakkına sahiptir. 

Burada davalı 3.bir kişi olabileceği gibi, miras bırakanın diğer mirasçıların saklı payını zedeleyecek şekilde kazandırma yaptığı bir başka mirasçı da olabilir. Kazandırma yapılan kişinin vefatı durumunda ise bu kişinin mirasçılarına karşı dava yöneltilebilir.

Yargıtay 13.1.1975 tarih,1974/7 E, 1975/1 K sayılı İBK’da istisnai olarak; miras bırakanın saklı paylı mirasçılarının miras haklarını zedelemek kastıyla kazandırma yaptığı malın üçüncü kişilere devredildiği durumlarda, malı devralan üçüncü kişinin de bu maksattan haberdar ve kötüniyetli olarak hareket etmesi halinde artık 3.kişilere karşı da tenkis davası açılabileceği kabul edilmiştir.

2- Saklı Paylı Mirasçının Alacaklıları

Saklı paylı mirasçının borçlarını ödemekten aciz duruma düşmesi veya mirasbırakanın saklı payına tecavüzüne karşı hak arama yoluna gitmemesi hallerinde; saklı paylı mirasçının alacaklılarının da tenkis davası açabileceği TMK m.562’de düzenlenmiştir.

TMK Madde 562- “Mirasbırakan, tasarruf edebileceği kısmı aştığında, saklı payı zedelenen mirasçı, iflâsı hâlinde iflâs dairesinin veya mirasın geçtiği tarihte kendisine karşı ellerinde ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklıların ihtarına rağmen tenkis davası açmazsa, iflâs idaresi veya bu alacaklılar, alacaklarının elde edilmesi için gerekli olan oranda ve mirasçıya tanınan süre içinde tenkis davası açabilirler.

 Mirasçılıktan çıkarılanın çıkarma tasarrufuna itiraz etmemesi durumunda da iflâs idaresi veya alacaklılar, aynı koşullarla tenkis davası açabilirler.”

HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

Mirasbırakan hayattayken mirasçıların miras ve saklı pay hakları henüz doğmamış olduğundan tenkis davası ancak mirasbırakanın vefatından sonra açılabilecektir.

Tenkis davasının tabi olduğu hak düşürücü süre TMK m.571’de düzenlenmiştir; “Madde 571- Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar. Tenkis iddiası, def’i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.”

TMK m.571hükmünden açıkça görüleceği üzere tenkis davası 1 ve 10 yıllık hak düşürücü sürelere bağlanmıştır. 1 yıllık hak düşürücü süre saklı payı zedelenen mirasçının bunu öğrenmesinden itibaren; 10 yıllık hak düşürücü süre ise vasiyetnamelerin veya mirasın açılmasın itibaren işlemeye başlayacaktır.

Bunlarla birlikte TMK m.571/3 fıkrasında tenkis iddiasının, hak düşürücü süreden bağımsız olarak defi yoluyla her zaman ileri sürülebileceği düzenlenmiştir. İşbu hüküm uyarınca süresi içerisinde açılmış bir tenkis davası sırasında tenkis defi’ne her zaman dayanılabilecektir

GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Tenkis davalarında görevli ve yetkili mahkeme mirasbırakanın son ikamet ettiği adresteki Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir